ÇIKIŞ YOK...

Yaşama dair tüm umutlarınız soğuk plastik poşetlere doldurulmuş,beyninizin en ücra köşesinde dondurulmuştur adeta.Aldığınız her nefesin ardında 'bu mu son'diyerek verirsiniz nefesinizi.Yeryüzünün en büyük ihanetine uğramış gibi hissederken kendinizi,kimliği meçhul bir el çekip almıştır içinizden yaşama hevesinizi...Kimi zaman da mekansal bir kuşatma ile karşı karşıyadır insan.Ruhun kuşatılmasından daha fecidir.Çünkü çevrenizdeki binlerce kişi de bu kuşatmanın içindedir.Kuşatmadan kurtulma çabalarınız aranızdan birinin feci şekilde yaralanmasıyla biter.
Orjinal adı 'cube' olan,sinemalarda küp ismiyle oynayan bir film vardı.İç içe geçmiş ve her biri birbirine bir kapı ile bağlantılı olan küp şeklindeki odalardan oluşan devasa bir küpler yığınıydı filmin tek mekanı.Özelikle devam olarak çekilen 2.bölümüyle ruhsal ve mekansal kuşatılmışlığın çarpıcı etkisini çok vurucu anlatmıştı.İşte o filmdeki kuşatılmış insanların hesapsız vahşetinde sanki bugün ülkemizdeki insanların hisleri vardı...İnsanın aidiyet duygusunu kaybettiği noktada ortaya çıkan 'karmaşa' bencilce duygulara sevk ediyor insanı ve 'öteki'lerle dolduruyor etrafını.Şimdi sokakta karşı karşıya gelen iki insandan birisi düşünüyor "acaba karşımdaki tehditlerimden hangisi"?Bir zamanlar sorgusuz sualsiz bir ülkeyi bir sevda türküsünü paylaşıyorduk;şimdi her biri ayrı ayrı kapanlara kısılmış,açtığı her kapının bir başka bilinmeze aralandığını bilen,yarının güzel şeyler getireceğine inanan insanlar olduk...Yarın başka bir güne uyanmak için yatıyoruz her gece uykulara sahiden ama 'ÇIKIŞ YOK'diyor geriye akmayan zaman;eksilterek bir sayfa daha takvimlerimizden...
21.05.12
İstanbul